|
Mitolojiye
göre, Deniz Tanrıçası Thetis çok alımlı ve çok güzel bir Tanrıçadır. Kronos'un
oğlu, Gök Tanrıçası Hera'nın kardeşi ve kocası, Tanrıların Babası ve Kralı
Zeus ile Deniz Tanrısı Poseidon bile Thetis ile evlenmeyi çok istemektedirler.
Kahinler Thetis'in doğuracağı erkek çocuğun babasından daha güçlü ve akıllı
olacağını söylemişlerdir. İşte bu sebeptendir ki Tanrıların Kralı Zeus ve
Deniz Tanrısı Poseidon, O'nu, Aikos'un oğlu Teselya Kralı Peleus ile evlendirmeye
karar verirler...
Olympos'daki
şölenlere benzer bir şölen kurulur Pelion (Teselya) Dağında. Bütün Tanrılar
ve Tanrıçalar eğlenmekte ve şarkılar söylenmektedir... Ancak, Nifak Tanrıçası
Erins unutulmuştur bu görkemli şölene davet edilmeye... Davet edilmediğine
çok kızan ve şölen yerine gizlice gelen Erins, üzerinde "TANRIÇALARIN EN GÜZELİNE"
yazılı bir altın elmayı şölen masanının üzerine geldiği gibi gizlice bırakır...
Bir anda şölene katılanlar arasında huzursuzluk başlamıştır... Erins, adıyla
mütenasip bir olayı başlatmış ve nifat tohumlarını saçmıştır. İşte o nifak
tohumlarıdır ki, yıllarca sürecek meşhur Troya Savaşları'nın başlamasına sebeb
olmuştur mitolojiye göre..
Abduction of Helen |
Şölendeki huzursuzluğun had dereceye ulaştığını gören "Göklerde Gürleyen", "Bulutları Devşiren","Şimşekler Savuran", ve de başının bir işmarı ile Olympos Dağı'nı titreten Tanrıların Kralı Zeus,olaya müdahale etmek ihtiyacını duyar ve Gök Tanrıçası Hera, Zeka Tanrıçası Athena ve Aşk Tanrıçası Afrodit arasından bu seçimin yapılmasına ve seçimi de Olympos Dağı'nın en uzak bir bölümünde oturan, gene kahinlere göre büyüdüğünde ülkesinin başına büyük bir felaket açacağı bilinen, kurban edilmek üzere bir çobana teslim edilen, ancak çobanın merhametiyle ölümden kurtulan bir ölümlü yapacaktır... Tanrıların Babası Zeus böyle istemektedir... Bu ölümlü de, Troya Kralı Priamos'us oğlu Paris'tir. Ida Dağı'nda herşeyden habersiz sürülerini otlatmakta olan Paris'in karşısına çıkan bu üç Tanrıça O'na içlerinden hangisinin en güzel olduğunu sorarlar... Elmayı Paris'e teslim ederler. Paris için gerçekten çok zor bir seçimdir bu.. Çünkü üç Tanrıça da çok güzeldir... |
Paris kararsızlık içersinde iken Tanrıçalar O'nu etkilemek için belki de tarihin ilk rüşvetini teklif ederler... Gök Tanrıçası Hera, Paris'e kendisini seçtiği takdirde Asya'nın en güçlü Krallığını vaadeder.. Zeka Tanrıçası Athena ise O'nu dünyanın en bilge kişisi yapacağını.. Ama Aşk Tanrıçası Afrodit'in teklifi Paris için hepsinden daha cazibelidir... Afrodit O'na dünyanın en güzel kadınını vaad eder... Ve Paris, dünyanın en güzel kadınına sahip olabilme uğruna tercihi Aşk Tanrıçası Afrodit için kullanarak, biraz evvel kendisine üç Tanrıça tarafından teslim edilen Altın Elmayı Afrodit'e verir...Hera ve Athena, Paris'in kendilerini seçmediğine çok kızmışlardır ve Paris'in yanından ayrılırken Ondan bunun intikamını çok acı şekilde alacaklarına yemin ederler...
Günler geçer aradan, önce Paris asıl ailesinin yanına döner ve günlerden bir gün bir vesile ile evine gittiği Sparta Kralı Menelaus'un genç ve güzel karısı Helen'e aşık olur ve Aşk tanrıçası Afrodit'in yardımı ile onu Troya'ya kaçırır... Bunu üzerine Menelaos'un kardeşi Agamemnon ordusu ile birlikte Troya'ya saldırır... Ve işte Meşhur Troya savaşları başlamıştır artık... Nifak Tanrıçası Erins'in Pelion Dağında saçtığı nifak tohumları yeşermiş ve Aka'lılarla Troyalılara karşı karşıya getirmiştir. Tarihin en kanlı savaşları cereyan etmeye başlamıştır artık... Yıllarca süren savaşlar sonucunda Akha'lılar, Troyalıları bir savaş hilesi yapmadan yenmenin mümkün olmayacağını düşünürler. Bunun üzerine içersine Akha'lı kahraman savaşçıların saklandığı bir Tahta At'ı, Troya'nın surlarının dibine bırakarak geri çekilirler... Akha'lıların kaçtığına kanaat getiren Troya'lılar Tahta At'ı içeri alarak eğlenmeye başlarlar... Şölen sarhoşluğu içersinde bulunan Troya'lı nöbetçiler, tahta At'ı içersinden çıkan Akha'lı savaşçılar tarafından öldürülür ve Troya'nın kapıları Akha savaşçılarına açılır... Sonuçta Troya Akha'lılarca işgal edilmiş Troya Kralı Priamos ve oğlu Paris, Thetis'in torunu Neoptelamos tarafından öldürülmüştür... Hera ve Athena ettikleri yemini tutmuş Paris'ten öçlerini almışlardır... Menelaos da karısı Helen'e yeniden kavuşmuştur... |
Abduction of Helen |
Ünlü
ozan Homeros'un destanlarına konu aldığı meşhur Troya Savaşları'nın cereyan
ettiği topraklar, artık bugün ne bir mitolojinin yaşandığı ne de akıl almaz
entrikaların çevrildiği topraklardır. Çanakkale'ye 30 kilometre mesafede bulunan
bu topraklarda M.Ö. 3000 yılından bu yana geçmişini anılarını gözlerimizin
önüne seren bir uygarlık kalıntısı bulunmaktadır...